-
1 pürüzsüz
1. أغيد [أَغْيَد]Anlamı: pürüzü olmayan2. أملس [أَمْلَس]Anlamı: pürüzü olmayan3. رقيق [رَقِيق]Anlamı: pürüzü olmayan4. ناعم [ناعِم]Anlamı: pürüzü olmayan -
2 رقيق
رَقِيق1. serf2. inceAnlamı: taneleri ufak3. nazeninAnlamı: narın, ince yapılı4. dakikAnlamı: düzenli ışleyen5. narinAnlamı: ince yapılı, ince, nazik6. halimAnlamı: yumuşak huylu (insanlar için)7. dümdüzAnlamı: çok düz8. köleAnlamı: kul, esir, özgür olmayan kimse9. kulAnlamı: köle, karavaş10. dikensizAnlamı: dikeni olmayan11. pürüzsüzAnlamı: pürüzü olmayan12. zarifAnlamı: çekicilik, biçim, görünüş, durum ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen olan13. yumuşak14. nazikAnlamı: narın, ince yapılı15. lopAnlamı: yumuşak, yuvarlak ve irice16. bendeAnlamı: kul, köle -
3 أغيد
أَغْيَد1. dümdüzAnlamı: çok düz2. dikensizAnlamı: dikeni olmayan3. pürüzsüzAnlamı: pürüzü olmayan4. lopAnlamı: yumuşak, yuvarlak ve irice -
4 أملس
أَمْلَس1. dümdüzAnlamı: çok düz2. dikensizAnlamı: dikeni olmayan3. pürüzsüzAnlamı: pürüzü olmayan4. lopAnlamı: yumuşak, yuvarlak ve irice -
5 ناعم
ناعِم1. dümdüzAnlamı: çok düz2. dikensizAnlamı: dikeni olmayan3. pürüzsüzAnlamı: pürüzü olmayan4. yumuşak5. lopAnlamı: yumuşak, yuvarlak ve irice
См. также в других словарях:
pürüzsüz — sf. 1) Pürüzü olmayan Yüzü bir sabah gibi düz ve pürüzsüzdü. K. Hulûsi 2) Düzgün, falsosuz (ses) Pürüzsüz, billur gibi sesleri İncirlik, Kanlıdere taraflarını çın çın öttürüyordu. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük